Apollon Tapınağı-Didim

 

Apollon tapınağı, Aydın’ın Söke ilçesine bağlı Yenihisar köyünde. Yunan dünyasının en büyük üç tapınağından biri Apollon Tapınağı.  (Diğer tapınaklar; Efes’teki Artemis tapınağı, diğeri Samos’taki Hera Tapınağı) Kehanetleriyle bilinen ünlü tapınak, antik Miletos kentinin yaklaşık 20 km ötesinde bulunuyor.

 

Resimdeki Güneş tanrısı Apollo’un tasviri. Başındaki defne yaprakları ve elindeki lir ile

Apollon, Yunan dünyasında önemli bir tanrı. Dualardaki sıralamada Zeus’u izliyor. Zeus ve Leto’dan olma. Güneş’in, müziğin, sanatın, hekimliğin tanrısı Apollon’un ikiz kardeşi Artemis. Aslında bu iki Yunanlı tanrının Anadolu kaynaklı olduğu düşünülüyor. Hitit kayıtlarında Apollo ismine rastlanıyor. Zaten Artemis’in de Anadolu kökenli tanrı Kybele’nin şekil değiştirmiş hali olduğu düşünülüyor.

O zamanki adıyla Didymaion olan tapınağın inşasına MÖ 6. yy’ da başlanmış. Erken Helenistik dönemde yani MÖ. 250’lerde ise yenisine başlanıyor. Ve son olarak inşası MS. 300’lı yıllara kadar sürüyor. Ki bu tapınak tamamlanamamış tapınaklardan biri. Tapınağın ayakta olan iki tapınağın üst tarafında bulunan yivler işlenmişken, arkada bulunan sütunlarda aynı yiv yok. Dönemin büyük tapınaklarının birçoğu da aynı sonla karşı karşıya kalmış. Nedenine gelince tapınak inşası oldukça maliyetli bir olay. Tapınağın en büyüğünü yapmak yüzyıllar sürebiliyor. Bu durumda buna ne zaman ne de gerekli para yetişiyor. Örneğin iç kapının içindeki bir yekpare blok 15 ton civarlarında. Maliyetin %65 sini taşıma alıyor ve bu oldukça büyük masraflara neden oluyor.

 

 

Tapınağın hemen girişinde yukarıda görülen, medusa başlığı kabartması içeren bir taş blok ile karşılaşacaksınız. Bu taş bloğun, aslında bugün ayakta kalan yaklaşık 19 metre yükseklikteki sütunların en üstünde bulunan bloklardan olduğunu söylemek anıtın muhteşemliğini anlatmada oldukça açıklayıcı.

 

Tapınağa uzaktan baktığınızda ortasının hafif bir şekilde bombeli olduğunu dikkatinizi çekecektir. Bunun nedeni göz yanılmasını düzeltmek. Eğer yapı düz şekilde yapılsaydı, insan gözü bu yapının orta tarafının sanki içe doğru eğimliymiş şeklinde algılıyor olacaktı. Oysa hafif ters eğimle algımızı düzeltmiş o zamanın mimari planı!

 

 Izgaralı yer, su kaynağı

Böylesi kutsal alanlar su kaynağına yakın yapılır. Çünkü su, ölümsüzlüğü, canlandırıcı etkiyi, yenilenmeyi ve şifayı anlatır. Hayat verendir. Tabi ki su kaynaklarının tapınak içinde yer değiştirdiğini de görüyoruz. Kaynak bir tarafta kuruduktan sonra başka yerde tekrar fışkırmasıyla yeniden hayat buluyor.

Bu tapınak sadece buranın şehirlisi için değil tüm Yunan dünyası için özel öneme sahip. Çünkü kehanet (bilicilik) merkezi aynı zamanda. Kahin kadın bu tapınakta yaşıyor. Tapınak alanından hiç çıkmadan ömrünü burada geçiriyor. Kehanet yapacağında üç gün diyet yapıyor, yıkanıyor, sonra eteklerini ıslatacak kadar suya giriyor. Su buharını içine çekiyor. Bu su içinde insanı halüsinasyona sokacak etken maddelerin olma olasılığı akla gelmiyor değil.

Yunan dini yani paganizm kutsal merkezleri semavi dinlerin kutsal alanlarından sadece görünüş açısından değil önemli bir farkla ayrılıyor. Semavi dinlerdeki gibi cemaat bu alanların içine giremiyor. Sadece tanrıya en yakınlar girebiliyor buraya; rahipler. Cemaat ise sunu yapacaksa bunu öndeki sunağa bırakıyor. Soru soran kişi, direkt Tanrıyla iletişim halinde olan kahinden almıyor cevabını. Cevap önce Prophet (aracı) gidiyor. Ki günümüzdeki Peygamberin karşılığıdır bu. Sonra cevabı prophet diğer kişi yardımıyla haline getirilerek soruyu soran kişiye ulaştırıyor.

Fakat ilginç bir nokta var ki tapınak içinde koridor dışında bir kapı daha var. O kapıdan tapınağının iç kısmı görülebiliyor. Henüz bunun hangi amaçla kullanıldığı bilinmiyor. Bu kapı büyük ihtimalle halkın bazı dönemlerde ayinleri izlemek amaçlı kullanılabileceğini akla getirmiyor değil.

Böylesi boyutta olan bir tapınağın üstünü çatıyla kapatma şansı olmuyor. Ama iç meydanın ortasında başka küçük bir tapınak var. Burası tanrı Apollo’nun heykelinin saklandığı yer. Burası korunma amaçlı, kapalı ve şimdilerde yıkık olduğundan sadece hayal edeceğimiz bu yer tapınağın kalbi.

 

 

Yine tamamlanmamış tapınağın koridorundan geçerken yukarıdaki gibi bazı harfler göreceksiniz. Bunlar tapınağın inşasında çalışanları simgeliyor. Bazı yerlerde İE yazıyor bunlar tapınak kölelerinin ifade ediyor. Diğerleri müteahhitlerin baş harflerini ifade ediyor. Ayrıca bir tür ödeme planının da anlamını da içinde saklıyor. Eğer tapınak bitseydi bu kısımlar tıraşlanacak ve biz bu harfleri görmüyor olacaktık.

Tapınakların bir diğer işleviyle aslında bir veri bankası. Siyasi, ekonomik ve politik tüm izleri içinde barındırıyor. Şehrin uğrak yeri olarak da gelen geçen geçtiği yerlerdeki olayları buraya taşıyor. Hatta kehanetlerin de yazıldığını biliyoruz. Bu metinlerin saklandığı bir arşiv odası olduğunu da. Bu kısmın tapınağın dışındaki bir binada olduğu düşünülüyor. Bu metinler Hıristiyanlığa geçilmesiyle birlikte büyük bir zarar görüyor. Hıristiyanlık dünyasının ilk hedefi, pagan tanrılarının en büyük kalesi Apollon tapınağı oluyor. Öncesinde Persler İonia ayaklanması ardından yağmalıyorlar, sonrasınd MÖ. 270-260 arası galatlar (astersiks soydaşları) yağmalıyorlar. Tapınağın böylelikle olağanüstü hazinesi de yok olmuş oluyor. Nihayetinde Hıristiyanlık ile birlikte yok oluyor.

 

            

Yukarıdaki örneklerde görüldüğü gibi, tapınakta tek bir uslup olmadığı görülüyor. Meşe yapraklarıyla süslenmiş ve değişik figürler. (Boğa başı, deniz yaratıkları…) Yunan mimarisi bu tapınakta tek düzelikten kaçınmış ki sütunlar bile tek tip değil.

 

19 yy. sonu tapınağın üstünde bir  yel değirmen var, tapınağın çökmüş yıkıntısı üzerine konmuş. 

 

Festival alanı

Tapınak ayrıca festivallerin düzenlendiği bir alanı da kapsıyor. 4 yılda bir yapılan festivaller yarışmaları içeriyor. Bunlar spor, hitabet, müzik ve felsefe alanında yapılıyor. Hatta bazen tıp alanında, hatırlarsınız Apollon aynı zamanda hekimlik tanrısıydı. Apollon tapınağında festival alanı 1 stadlık yani yaklaşık 210 metrelik alanı içeriyor. (Stad, yunan dünyasında bir uzunluk ve koşu ölçü birimi.) Festival zamanı seyirciler merdivenlerde oturup yarışı izliyorlar.

Eğer Antik Miletos şehrini de ziyaret edecek olursanız. Limandan başlayan kutsal yolun 18 km sonunda Apollon tapınağına açılacağını hayal edin. Tarihe bu kadar yaklaşmak ve hayal etmek bizi köklerimize daha sıkı bağlayacak ne de olsa…

 

Share Post
İlk Yorum Yazan Siz Olun..

Sorry, the comment form is closed at this time.